50cc motorlar, vergi avantajı ve motosiklet ehliyeti gerektirmemesi nedeniyle motosiklet dünyasına adım atmak isteyenler için çekici bir seçenek. Ancak sele üstüne oturup gazı açtığınızda, işler değişiyor. 50cc motosikletler, kısa vadede oldukça çekici. Peki bu sınıftaki motorlar uzun vadede sizi mutlu eder mi? Yakından bakalım.
50cc motorların en büyük avantajı ehliyet kolaylığı. Bu sınıftaki motosikletler, araba ehliyetiyle kullanılabiliyor. Vergi avantajı, yakıt tüketimi ve bakım maliyetlerinin düşük olması da bu sınıftaki motorları çekici kılıyor. Ayrıca oldukça kompakt bir yapıya sahip olmaları da bu sınıfı başlangıç için ideal hale getiriyor.
Ancak 50cc motorlar, kısa bir süre içinde sürücüleri için yetersiz kalıyor. Bunun nedenlerine de detaylı bir şekilde bakalım.
Başlangıç için bir motosikletin kompakt bir motora sahip olması büyük avantaj. Ancak 50cc motorlar için bu avantaj, kısa sürede bir dezavantaja dönüyor.
Burada en büyük kısıtlayıcı, motor hacmi. Bu kadar küçük bir motor hacmiyle üretilen güç de düşük oluyor. Bu nedenle bu sınıftaki motosikletler, hafif engebeleri bile çıkmakta zorlanabiliyor. Yolcu taşımak ya da market alışverişlerinizi eve götürmek de bir sorun haline geliyor.
Bu tarz motor alanların büyük bir çoğunluğu, kısa bir süre içinde "keşke biraz daha güçlü bir motor alsaydım" demeye başlıyor.
50cc motorlar bir süre sonra sürücüsüne yetmemeye başladığında, daha güçlü modellere geçiş kaçınılmaz hale geliyor. Neyse ki Kymco'nun 125cc ve 150cc aralığında sunduğu çözümler hem performans hem de konfor açısından oldukça tatmin edici. İşte uzun vadeli kullanımda fark yaratan o modeller:
Kymco Agility 125, şehir içi ulaşımda pratiklik arayanlar için birebir. Hafif yapısı ve kompakt tasarımı sayesinde trafikte adeta süzülüyor. Yakıt verimliliğiyle cebinizi yakmazken, 125cc motor hacmi sayesinde 50cc’ye göre çok daha güçlü bir sürüş sunuyor. Günlük işe gidiş gelişler için biçilmiş kaftan.
Sky Town 125, şehir içi ulaşımda maxi scooter konforunu kompakt gövdeyle buluşturuyor. 125cc’lik motoru 11,15 beygir güç üretirken, düşük yakıt tüketimiyle tasarruftan da ödün vermiyor. 28 litrelik sele altı bagajına ek olarak standart arka çantası sayesinde bir full face kasktan fazlasını taşıyabiliyor. Yüksek ön camıyla konforlu bir sürüş sağlarken, LED gündüz farları ve stop lambaları ile trafikte görünürlüğünüzü artırıyor. Kolay okunur LCD ekranı, USB şarj soketi ve konforlu selesiyle Sky Town 125, detaylarda da fark yaratıyor. Ayrıca minimum A1 sınıfı ehliyetle kullanılabiliyor.
Dink 150, daha geniş yapısı ve konfor odaklı tasarımıyla öne çıkıyor. Sıvı soğutmalı motoru, uzun mesafelerde bile performans kaybı yaşatmıyor. Otomatik CVT şanzımanı sayesinde sürüşü kolaylaştırırken, disk fren sistemiyle güvenliği artırıyor. Uzun sele ve yüksek cam gibi özellikleriyle hem sürücü hem yolcu için konfor sunan Dink 150, 50cc’den geçiş yapmak isteyenler için harika bir adım.
50cc motorlar başlangıç için makul bir seçenek olsa da sürüş tecrübesi arttıkça ihtiyaçlar da artıyor. Hız, konfor, taşıma kapasitesi ve güvenlik gibi kriterler öne çıktığında, Kymco’nun 125cc ve 150cc segmentindeki modelleri çok daha mantıklı hale geliyor. Sky Town 125 ve Dink 150 gibi modeller, uzun vadede sürücüsüne gerçek bir konfor ve verim sunuyor. Kısacası, 50cc motorlar motor dünyasına giriş bileti olabilir ama uzun yol için Kymco'nun güçlü çözümleri her zaman daha akıllıca bir tercih.
Diğer Yazılar